BOZKURT HACK |
|||||
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||
MSN DE KIMIN SIZI SILDINI GÖRE BILIRSINIZ VE ENGELEDINI
Abdurrahman Akın'ın Haberi... İnternet fazla yaygın değilken ne hacker vardı ne de virüs. Virüsler geliştikçe
koruma programları, koruma programları arttıkça virüsler arttı. Artık sıradan bilgisayar kullanıcılarının değil, dünya devi kabul
edilen holdinglerin başına bela oldular. Belli dönemlerde, değişik isimlerle saldırıya geçtiler.
Kimilerinin bilgilerini çaldılar, kimilerinin bilgisayarlarını tamamen çalışmaz hale getirdiler.
Yakalananlar meşhur oldu, yakalanmayanlar saldırılarını sürdürmeye devam ettiler. Bazısı
saldırılarını belli alanlarda yoğunlaştırmayı tercih etti. Bu alanlardaki saldırılarla
öğünme payını çıkardılar. Sanal âlemin yeraltı dünyasında yaşanan uluslararası
hakimiyet savaşlarıyla kaosa sürüklenen internette, hack sitelerinden eğitim alanlar banka, GSM ve limited
şirketleri hedef aldılar. Dünyanın en tehlikeli hacker grubu olan DHG (Danger hacker Groups) üyesi S.G., web
sitelerinin yanı sıra, internet ve bluetotuh (telsiz bağlantı) bankaları, GSM operatörleri ve ABS
fren sistemlerine hakim olduklarını iddia ediyor. Silahlı soygunların ve hesaplaşmaların yerini
sanal âlemlerdeki soygunlar aldı. Üstelik şimdiki soygunlarda kan yok, silah yok ve kavga yok. Ancak tehlike tahmin
edilenden daha büyük. Birkaç dakikada uluslararası iletişim araçları tuzağa düşürülüyor, milyonlarca
dolar çalınabiliyor ya da gizlilik derecesi fazla olan kişisel bilgilere el konulabiliyor. İnternet kullanımının
yaygınlaşmasıyla birlikte hackerlar (şifre kırıcılar) sanal ortamda tasarladıkları
ordularla uluslararası arenalarda savaşıyor. Bu savaşta çok ülkenin resmî sitesi ya da özel şirketlerin
web siteleri sebep aranmaksızın hedef olabiliyor. Şifre kırıcılar kendi web sitelerinde daha
çok üye (savaşçı) toplamak için hackerlık eğitimi veriyor. Çıraklar iyi bir şifre kırıcı
olduklarını anladıkları zaman meziyetlerini kolay yoldan para kazanmakta kullanıyorlar.
Hackerlık eğitimi verilen internet sitelerinde komuta zinciri hakim. Bu sitelerin başında
ise isimlerini, ABD askerlerinin Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi olayıyla duyuran
ve bin 500 ABD sitesini intikam almak için çökerten “www.cyber-warrior.org” geliyor. Cyber saldırı takımını
ise “www.korsanadasi.com, www.hackpower.net” gibi siteler takip ediyor. Yeni üye olan kişi “er”
olarak sanaldaki birliğine katılıyor. Belirli aşamalardan geçirilen kişi deneyim kazandıkça
rütbesi de artıyor. İşte bu aşamadan sonra hacker olan kişi bilişim teknolojisindeki bilgileriyle
gruptan ayrılarak sanal alemde suç örgütleri kurabiliyor. Yeni kurulan suç grupları kobay olarak yeterli güvenlik
tedbiri olmayan siteleri çökertmekle işe başlıyor. Daha sonra kişisel bilgilere ulaşmak isteyen hackerlar
e-mail şifrelerini kırıyorlar. Kırdıkları e-mail şifrelerinin içeriğinin önemine göre,
adresin esas sahibi olan kişiye yeni şifresi para karşılığında satılıyor.
Çıkar amaçlı sanal korsanların listesinin başında ise politikacılar,
işadamları ve kişisel gizlilik derecesi önemli olan kişilerin bilgisini internette koruyanlar geliyor.
Zaman içerisinde profesyonel sanal suç örgütlerine dönüşen hackerların yerini tespit etmek güç. “Prograd”
ismini verdikleri bir yazılım programıyla, tek yakalanabilecekleri IP ve DNS adreslerini kamufle edebiliyorlar.
Bu program sayesinde hacker’ın kullandığı IP adresi iki dakikada bir olarak yer değiştirebiliyor.
İnternette yaşanan uluslararası hakimiyet savaşlarında amaç hacker gruplarının
öğretilerini otoriter bir şekilde kabul ettirmek. Karşıt görüşlerin yayınlandığı
web sitelerini çökerten hacker’lar çökerttiği siteye ise kendi imzasını koyuyor. Kimi zaman bu imza bir
bayrak olurken, kimi zaman ise kurukafa şeklinde kendini gösteriyor. Sanal dünyada da tıpkı reel evrende olduğu
gibi toprak savaşları yaşanıyor. Ancak hedef ne petrol, ne de demokratikleşmek için veriliyor. Saldırı
gruplarının tek amacı sanal dünyayı ele geçirmek. Çünkü ne kadar çok hakimiyet kurabilirlerse; uzay çağında,
bilişimde güç ve otoritenin sahibi olacaklarına inanıyorlar.
Türkiye’de ise kıyasıya savaşan iki milliyetçi grup var. Klavyelerini silah gibi
kullanan hackerlar karşıt görüşü savunan web sitelerine saldırıyor. Bu iki gruptan birisi Türk Hacker
Grubu (THG), diğeri ise Kürt Hacker Grubu (KHG). Türk milliyetçi sitelerine Kürt gruplar, Kürt milliyetçi sitelerine
ise Türk hacker grupları saldırıyor. Özellikle ateist, satanist ya da pornografik içeriği olan siteler
saldırı timlerinin değişmeyen hedefleri arasında yer alıyor. Bu gruplar web sitesinin yanı
sıra savaşmak için chat (sohbet) yoluyla tanıştıkları kişilerin IP adresini öğrenerek
PC’lerini çökertebiliyor.
‘Bankaları, GSM operatörlerini kontrol edebiliyorlar’
Dünyanın en tehlikeli hacker grubu olan ‘International Danger Hacker Groups’ da binlerce
şifre kırıcı gruplarından yalnızca bir tanesi. Onları diğer şifre kırıcılardan
ayıran özellik ise adından da anlaşılacağı gibi uluslararası tehlikeli hackerların
bir araya gelerek eylemlerini yürütmesi. Grubun 150 üyesi var. Türkiye’den yalnızca sekiz kişi yer alıyor.
Tabii bu sekiz kişinin dört tanesi yurtdışında faaliyetlerini yürütüyor. Bunlardan biri de 24 yaşındaki
Diyarbakırlı S.G., internetteki nick’i ise ‘c@rlosdennis’. Bankadan binlerce dolar hesabına
aktardı, cep telefonlarını dinledi, araçların elektronik fren sistemlerini kilitledi ve binlerce web sitesi
çökertti. Ajan olduğu gerekçesiyle defalarca gözaltına alındı, bazı kişiler tarafından
bilişim suç teklifleri geldi. Ancak şimdi Diyarbakır’da cep telefonu tamiriyle uğraşıyor.
Onun telefon tamirciliği yapması, diğer şifre kırıcılar kadar şanslı olamayışı.
Çünkü 1997 ve 2001 yılında girdiği iki ayrı bankanın hesabından kendi hesabına parayı
aktardıktan sonra hepsini bir defada çekmeye çalışınca güvenlik güçlerince yakalandı.
İstanbul’a yerleşen S.G., notebook bilgisayarıyla özel bir bankanın bankamatiğinden
C++ (C-plus) ve (delphi-5) programlarını kullanarak, yazdığı yazılımı bluetouth yoluyla
maximum nakit para çekim sınırının üç katı para çekmeyi başarmış. Kod adıyla
c@rlosdennis, daha sonra ABS fren sistemlerini kontrol etmek için yazılım programları yapmış. Ancak
programı test etmek için hareket halindeki bir aracın fren sistemini kilitlemesi gerekiyormuş. Kendi deyimiyle
uygun ‘av’ arayan S.G., 1999 yılında İzmir’in Bornova yolunda gözüne kestirdiği 34 JVC
... plakalı BMW marka bir aracın fren sistemine 1 kilometre mesafeden girerek aracın fren sistemini kilitlemiş.
Fren sistemini kontrol edemeyen şoför, karşı yönden gelen büyükbaş hayvan taşıyan bir kamyonla
çarpışmış. Maddi hasara sebep olan kazanın hemen ardından olay yerinden uzaklaşan S.G.’nin
evine bir hafta sonra polis baskın düzenleyerek yakalamayı başarmış. Baskından önce notebook
bilgisayarın hard diskini kullanılamaz hale getirip, kendi kurduğu program CD’lerini de gaz ocağında
yakmış. S.G.’yi gözaltına alan polisler, delil kabul edebileceklerini düşündükleri bozuk notebook
ve yanmış CD’lere el koymuş. Hakim karşısına çıkan S.G. delil yetersizliğinden
sadece göz hapsine alınmış.
‘ATM ve banka hesaplarına girebiliyorlar’
Göz hapsindeyken (isminin açıklanmasını istemiyor) özel bir bankanın yurtdışındaki
şubesinin hesaplarına girmesi için kendisine teklif geliyor; karşılığında paranın
yüzde 30’unun kendisine vereceğinin söylenmesi üzerine teklifi kabul ediyor. Ancak sadece hesapta hakkı olduğuna
inandığı 190 bin doları kendi hesabına aktardıktan sonra kayıplara karışan c@rlosdennis,
aktardığı paranın hepsini bir anda çekmeye kalkınca yakayı ele vermiş. İzmir’de
hakim karşısına çıkarılan ‘c@rlosdennis’e delil yetersizliği ve yasalarda bilişimde
suçun olmayışı sebebiyle sadece aktarılan paranın tekrar bankaya iade etmesi istenmiş ve 30
gün süreyle göz hapsi cezasına çarptırılmış. Mahkeme kayıtlarına da hesaplarda yaşanan
bir karışıklığın sebep olduğu kaydı düşülmüş.
c@rlosdennis’in yaptıkları bununla da bitmiyor. Göz hapsinin bitmesiyle İstanbul’da
faaliyet gösteren bir tekstil fabrikasının da maliyeye olan vergi borcunun üçte birini bilişim teknolojisiyle
kapatmış. Ancak daha sonra Ege Üniversitesi öğretim görevlisi bir bayanın kocasının cep telefonunu
dinlemesi için getirdiği teklif onun hacker’lıkta sonu olmuş. Telefonu dinleyen c@rlosdennis detayları
bayana ilettikten sonra, kocasının ısrarı üzerine dinleyen kişinin kim olduğunu öğrenen
eşi, S.G.’yi mahkemeye verince her şey su yüzüne çıkmış. Yine İzmir adliyesinde hakim
karşısına çıkan S.G., 6 ay ağır hapis cezasına çarptırılmış. Cezanın
üçte ikisini yatmasına karar verilen S.G., 2001 yılında 45 gün cezaevinde yattıktan sonra tahliye olmuş.
Şu anda yurtdışına çıkma yasağı var ve göz hapsi sürüyor.
S.G. ya da kod adıyla c@rlosdennis, “Bir iş yapacağım zaman Rox adlı
bir ilaç kullanıyordum. Reflekslerimi düzenliyordu; çünkü zaman bizim için çok önemli, ellerinizin titremesiyle klavyenizdeki
yanlış bir tuşa basmanız bile güvenlik sistemlerini harekete geçirebilir. Klavyeniz sizin silahınızdır,
onunla hem savunabilir hem de saldırabilirsiniz.” diyor. S.G., Türkiye de dahil olmak üzere dünyada bilişim
sektörüne hemen hemen tüm insanların merak salmasının yakın gelecekte güvenliği olmayan bir dünya
oluşturacağını söylüyor. GSM operatörlerinin web sitelerine girilebileceğinin ve abonelerin kişisel
bilgilerine girmenin doğru yazılım programıyla yapılabileceğini iddia ediyor.
Küresel özgürlükten küresel tehdide doğru
Sanal alemin yeraltı dünyasındaki soygun ve savaşların devam etmesi halinde hacker
sayısı da çoğalacak ve iletişimde interneti tercih eden insanların güvenliği de ortadan kalkmış
olacak. 21. yüzyıl teknolojilerine ayak uydurmaya başlarken internetle beraber sahip olunan “küresel özgürlüğün”,
virüsler ve benzeri uygulamalar aracılığıyla yaşanan sanal korsanlık faaliyetleriyle güvenliği
tehdit edilmekte. Dolayısıyla bu “küresel özgürlük”, bir anlamda “küresel tehdit” olarak
insanların karşısına çıkacaktır. Sanal korsanların telefon ve bilgisayar teknolojisini
en iyi şekilde bildikleri, istedikleri telefon numarasını arızalı gösterebildikleri, yanlış
adreslere binlerce dolarlık fatura gönderdikleri, sık aranan acil telefon numaralarını şaka olsun
diye istedikleri bir telefon numarasına yönlendirdikleri biliniyor.
Sanal korsanlardan korunmak için bilinmeyen e-postaların açılmaması, chat’te tanıştıkları
kişilere özel MSN adreslerinin verilmemesi ve MSN adresinden dosya kabul edilmemesi alınacak öncelikli tedbirler
arasında. Ayrıca birden fazla ayrı virüs programının da bilgisayara dahil edilmesi güvenlik seviyesini
internet kullanıcıları için daha güvenli kılıyor.
Yeni TCK ile hacker’lara da ceza geldi
Türk Ceza Kanunu’daki düzenlemelere göre bilişim suçu işleyenlere de para ve hapis
cezaları geliyor. 1 Haziran tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu (TCK)’na göre bu suçu işleyenler
1 yıldan 4 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptırılacak. Türk Ceza Kanunu onuncu bölüm
243. maddesi, “Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren
ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir” şeklinde bir
hüküm içeriyor. Aynı bölümde yer alan 244. madde ise “Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen
veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”
ifadeleriyle TCK’daki yerini alıyor.
‘Çökertmeden gitti de ‘hacker’im!’
110 ülkede, bilgisayar, medya ve finans şirketlerine ait sitelere virüs bulaştırdığı
ve interaktif dolandırıcılık yaptığı öne sürülen Türk hacker Atilla E., Adana’da
FBI’ın ve Türk gizli servisinin çalışması sonucu Adana’da yakalandı. Tutuklanan Atilla
E. Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’ne (Ulucanlar Cezaevi) konuldu.
Microsoft’un yanı sıra, CNN International, The New York Times ve ABC gibi basın
kuruluşlarının da sitelerine Zotob, Rbot ve Mytob virüslerini bulaştırdığı öne sürülen
Atilla E.’nin, bankaların internet sitelerine girerek müşteri hesapları üzerinde oynama yaptığı
ve para transferleri gerçekleştirdiği de iddia ediliyor. Söz konusu kişi, bilgisayarlara internet üzerindeki
herhangi bir yerden giriş yaparak uzaktan kumanda edebiliyor. Bu işlemle karşı karşıya kalan
bilgisayarlar “bots”, “infected” ve “zombie” bilgisayarlar olarak tanımlanıyor.
Microsoft’un Windows 2000 işletim sistemine zarar veren Zotob ve Rbot solucanları, Microsoft’un 9 Ağustos’ta
yayınladığı MS05-039 güvenlik güncellemesi ile düzeltilmişti. Mytob solucanının yol açtığı
zararlar güvenlik güncellemesiyle giderilmişti.
FBI tarafından takibe alınıp Türk polisince yakalanan Atilla E., bugüne kadar bilişim
suçlarında yakalanan en yetenekli hacker olarak gösteriliyor. FBI’ın belirlemesine göre Atilla E. 116 ülke
bilgisayarına virüs bulaştırmış. |
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||